Ermenek Evde Masaj Hizmeti Masöz Eda

Ermenek Evde Masaj

“Beni duyuyor musun?” Sven başını kaldırır benzer biçimde oldu. “Lodin’i hatırlıyor musun, Sven? Ermenek Evde Masaj Prag’da senden önce işini yapan adam.” Sesinin yankısı giriş katına dek gidiyor olmalıydı. Sven yutkundu. “Kafası hızarın önüne düşmüştü, Sven. Ermenek Evde Masaj Şen de tecrübe etmek ister misin?” Sven sendeleyerek ayağa kalktı. Harry de onu yakasından tuttu ve yakınma çekti. “Ne yapman icap ettiğini anladın mı, Sven?” diyerek sararmış ve sersemlemiş yüzüne doğru bağlarırdı.

Arka cebinden bir anahtar çıkardı. “Parmaklığı yerine it ve orada kalmasını sağla. Beni duyuyor musun? Parmaklığı sakın bırakma.” Harry denetim panelindeki eskimiş tuşlardan birini gösteriyordu. Harry anahtarı yerleştirip kelepçeleri açarken Sven dikkatini toplayarak ona bakmaya çalışıyordu. Başını evet anlamında salladı. “Tamam, ” diye bağlarırdı Harry. “hepimiz hazırız. Parmaklığı yerine oturtuyoruz.” Sven parmaklığa sırtını dayadı. İki eliyle onu tuttu ve sağ tarafa doğru ittirdi.

Ermenek Evde Masaj

Parmaklığın arasındaki kolu da aynı şekilde sağa kayan Waaler öfkeli bir şekilde homurdandı. Parmaklık yerine otururken hafif bir tık sesi duyuldu. “İşte!” diye bağırdı Harry. Birazcık beklediler. Harry bir adım geri atıp yukarıya baktı. Kırık pencerenin aralığından iki göz öfkeyle ona doğru çevrilmişti. Biri Waaler’in çılgına dönen ve fal taşı şeklinde açılmış gözü, diğeri ise tabancaın siyah ve karanlık gözüydü. “Yukarı çıkın, ” dedi Waaler. “Önce çocuğu bırak, ” dedi Harry.” “mutabık kaldık.”

Harry yavaşça başını öne eğdi. Ve düğmeye bastı. “nihayetinde doğru hareketi yapacağını biliyordum, Harry.” “İnsan genelde öyle yapar, ” dedi Harry. Birden Waaler’ın bir gözünün karardığını fark etti. Belki Harry’nin kelepçeleri açtığını görmüştü. Kim bilir Harry’nin ses tonundan bir şeyler anlamış olur benzer biçimde olmuştu. Belki o da bunu hissetmişti. Ama artık vakit gelmişti. Asansör harekete geçtiğinde tellerden uğursuz bir gıcırdama sesi duyuldu. Harry aniden ayakuçlarında yükselerek kelepçeyi Waaler’ın bileğine geçiriverdi. “Seni nalet o…” dedi Waaler ve Harry ayaklarını yerden kesti. Hole’un kiloluk ağırlığı Waaler’ı aşağı çekerken, kelepçeler her ikisinin bileklerini de acıtıyordu. Waaler dayanmaya çalışıyordu fakat omzu cama yapışana dek aşağı çekilmişti. çok kötü bir gün. “Bırak beni nalet olası!” diye bağırıyordu Tom. Çenesi kapıya yapışmış, zorlukla konuşuyordu.