Ermenek Bayan Masör-Masör Bayan Ece

Ermenek Bayan Masör-Masör Bayan Ece

Ermenek Bayan Masör-Masör Bayan Ece Aslen şiddet, beyaz adam için durumu daha da cazip hale getiriyordu. Christopher Kolomb’un Batı Hint Adaları’na yaptığı yolculuğa birlikte rol alan ve Kolomb’un kendisine “çok güzel bir Karayipli kadın verdiği” İtalyan bir asil, yırtıcı seksi detaylarıyla anlatıyordu: Onu odama aldığımda âdetleri gereği çıplaktı. Onunla zevkin doruğuna çıkmak için arzuyla dolup taşmıştım ve bu arzumu tatmine kalkıştım. Gönülsüzdü, bana tırnaklarıyla verdiği tepkiyi görünce keşke bu işe hiç başlamasaydım dedim. Fakat -lafı kısa kesmek gerekirse- daha sonra bir parça halat alıp ona adamakıllı vurdum.

Öylesine canhıraş çığlıklar atıyordu ki kulaklarınıza inanamazdınız. Nihayetinde sizi temin ederim, öyle bir raddeye geldik ki onu bir fahişe okulunda yetişmiş sanırdınız. şiddet kimi zaman de kızlarını Avrupa’dan gelenlere “hediye” yada “barış teklifi” olarak sunan yerli kabile şefleri tarafından uygulanıyordu. Daha sonra kızlar gemi tayfalarına kıdemlerine göre dağıtılıyordu. Beyaz erkekler Peggy’nin John Francis’i öldürdüğü 1830’a gelene kadar siyah hanımlara milyonlarca defa tecavüz ettiler. Hepsi de az yada çok, cinselliği ırksal ve kültürel tahakkümün bir aracı olarak görüyordu. Yerli ve Afrikalı hanımlar şeklen insan olarak kabul ediliyordu, ruhen değil. Onlar beyaz bedenleri doygunluk etmek için yaratılmıştı, öyle değilse bile kolayca boyun eğdirilebilirlerdi. İlk İspanyol istilacılarından biri yalnız üç yıl içinde yerli kadınlardan otuz çocuk peydahlamıştı.

Ermenek Bayan Masör-Masör Bayan Ece

Ermenek Bayan Masör-Masör Bayan Ece Hanımlar karşı koydukları takdirde kırbaçlanıyor, kol veya bacakları kesiliyordu; şayet mısra getirilemezlerse öldürülüyorlardı. Avrupalılara göre yerli hanımların saslımona ahlaksızlığı fırsat demekti. Öte taraftan adam eşcinselliği sapkın bir günahtı. Buna dair Yeni Dünya’daki ilk kayda, Kolomb’un batıya ilk yolculuğundan sadece iki yıl sonrasında 1494’te rastlanmıştır. Bir kaşifin doktorunun anlattığına nazaran, Karayipli erkekler düşman kabilelerden ele geçirdikleri oğlanları hadım ediyor ve cinsel açıdan sömürmek için el altında tutuyorlardı. Doktorun anlattığına gore, oğlanlar yetişkinliğe adım atınca Karayipliler onları öldürüp yiyordu. 1513’te Pasifik Okyanusu’nun “keşfinden” iki gün önce istilacı Vasco Núñez de Balboa, şimdi Panama diye bilinen ülkedeki bir köye baskın yaptı; yerli kralı öldürerek altı yüz savaşçısını da katletti.

Balboa, kralın evine girdiğinde, kralın kardeşinin ve bazı adamlarının hanım şeklinde giyindikleri ve onun deyişiyle “saçma sapan bir Venüs” kılığına girdikleri söylenir. Balboa, sayıları kırk civarındaki bu nahoş erkekleri derhal ele geçirip köpeklerine yem etmiş. Balboa’nın bu kabahatları işlemek için askeri bir öne sürülen sebebi yoktu. Yerli kral aslına bakarsan tasfiye edilmişti ve bölgede İspanyol iktidarı kurulmuştu.